Yasaklı Boya Eritrosin (E127) ve Denetimsiz Ürünler: Tüketiciler İçin Gizli Tehlike

Gıda ürünlerinin renkleri, tüketicilerin ürün kalitesine dair ilk izlenimini büyük ölçüde etkiler. Canlı ve homojen renklere sahip ürünler, genellikle daha taze ve lezzetli algılanır. Bu nedenle üreticiler, ürünlerin estetik görünümünü artırmak amacıyla sıklıkla renklendirici katkı maddelerine başvurur. Ancak bu katkı maddeleri, özellikle de sentetik olanlar, insan sağlığı üzerinde ciddi tehditler oluşturabilir. Bu tehditlerden biri de E127 kodlu kırmızı boya olarak bilinen eritrosindir.

Eritrosin; gıda, ilaç ve kozmetik ürünlerinde kullanılan, ancak sağlık açısından birçok risk taşıdığı için başta Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) olmak üzere birçok kurum tarafından sınırlanan veya tamamen yasaklanan bir maddedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından da tiroid bezi üzerindeki toksik etkileri nedeniyle dikkatle izlenmektedir. Ne yazık ki, bu katkı maddesinin kullanımı bazı ülkelerde halen kısıtlı da olsa sürmekte, denetim eksiklikleri ise tüketici güvenliğini tehdit etmektedir.

Bu yazıda, eritrosin maddesinin sağlık üzerindeki etkileri, Türkiye’deki yasal durumu ve denetimsiz ürünlerin oluşturduğu riskler ele alınacak; son bölümde ise tüketici güvenliğini artırmak amacıyla sunulan analiz hizmetleri hakkında bilgi verilecektir.

E127 Nedir ve Neden Yasaklandı?

Eritrosin (E127), parlak kırmızı renge sahip, iyot içeren bir sentetik gıda boyasıdır. Kimyasal olarak "tetraiyodofluorescein" olarak adlandırılan bu madde, genellikle şekerlemeler, içecekler, pastacılık ürünleri ve bazı ilaçlarda kullanılmıştır. Renk verici özelliği yüksek olduğundan üreticiler tarafından uzun yıllar tercih edilmiştir. Ancak yapılan bilimsel çalışmalar, bu katkı maddesinin özellikle yüksek dozlarda tüketildiğinde ciddi sağlık riskleri doğurabileceğini ortaya koymuştur.

1980’li yıllarda yapılan hayvan deneyleri, eritrosinin tiroid bezinde işlevsel değişikliklere ve hatta tümör oluşumuna yol açabileceğini göstermiştir. Bu bulguların ardından ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), eritrosinin gıda ürünlerinde kullanımını büyük ölçüde yasaklamıştır. Günümüzde ABD’de yalnızca sınırlı ve tıbbi amaçlı kullanımlara izin verilmektedir.

Benzer şekilde, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), eritrosin kullanımını yakından izlemekte ve “koşullu güvenli” kategorisine almaktadır. Özellikle çocuklarda hiperaktivite, davranış bozuklukları ve alerjik reaksiyonlarla ilişkili olabileceği yönünde uyarılar yapılmaktadır.

Bu nedenlerle eritrosin, birçok ülkede ya tamamen yasaklanmış ya da çok katı sınırlar altında kullanımına izin verilmiştir. Ne var ki, bu uluslararası kısıtlamalara rağmen, bazı bölgelerde denetimsiz üretim ve eksik etiketleme uygulamaları, tüketicilerin eritrosinle karşı karşıya kalmasına neden olabilmektedir.

Türkiye'de Yasal Durum ve Uygulamada Sınırlar

Türkiye'de gıda katkı maddelerinin kullanımı, Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Bu yönetmelik, Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlu olarak, hangi katkı maddelerinin hangi miktarlarda ve hangi ürün gruplarında kullanılabileceğini belirler. Bu çerçevede E127 kodlu boya, yalnızca belirli ürünlerde; sınırlı miktarda kullanılmasına izin verilen katkı maddeleri arasında yer almaktadır.

Özellikle kokteyl kirazı, bazı dekoratif pastacılık ürünleri ve şekerleme türleri gibi gıdalarda, eritrosin kullanımı teknik olarak mümkündür. Ancak bu kullanım “izin verilen maksimum limit” dahilinde olmalıdır. Teorik olarak düzenleme mevcut olsa da, uygulamada eksik etiketleme, yetersiz piyasa denetimi ve merdiven altı üretim gibi faktörler, bu sınırlamaların etkisiz kalmasına yol açmaktadır.

Yeditepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gonca Bilge Özel'in, gıda boyaları hakkında bilinmesi gerekenleri açıkladığı içerikte, eritrosinin Türkiye’de hâlen denetimsiz bazı ürünlerde tespit edilebildiği ve özellikle açıkta satılan, ambalajsız ya da menşei belirsiz gıdalarda bu durumun daha sık görüldüğü belirtilmektedir.

Bu noktada, yasaların yalnızca varlığı değil, etkin uygulanabilirliği büyük önem taşımaktadır. Tüketicinin korunması ancak etkili denetim ve şeffaf etiketleme uygulamalarıyla mümkün hale gelebilir.

Denetimsiz Ürünler ve Tüketici Güvenliği

Her ne kadar E127 kodlu sentetik boya kullanımı yasal düzenlemelerle sınırlandırılmış olsa da, uygulamadaki eksiklikler ve bazı üretici gruplarının denetim dışı faaliyetleri, tüketicileri ciddi risklerle karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle açıkta satılan veya ambalajsız ürünler, içerik beyanı yapılmadan piyasaya sürülmekte ve bu ürünlerde hangi katkı maddelerinin kullanıldığı bilinmemektedir.

Merdiven altı üretim olarak adlandırılan, kayıt dışı ve kontrolsüz üretim biçimleri, eritrosin gibi yasaklı ya da sınırlandırılmış katkı maddelerinin yoğun şekilde kullanılmasına neden olabilmektedir. Özellikle parlak renkli şekerlemeler, jelibonlar, pastacılık süslemeleri ve geleneksel bayramlık şekerler gibi ürünlerde bu duruma sıkça rastlanmaktadır. Etiket bulunmaması veya içindekiler bilgisinin eksik olması, tüketicinin bilinçli bir tercihte bulunmasını imkânsız hale getirmektedir.

Gıda güvenliğinde en büyük tehditlerden biri de, tüketicilerin bu riskin farkında olmamalarıdır. Görünüşe aldanarak tercih edilen bazı ürünlerde, eritrosin gibi maddelerin fark edilmeden tüketilmesi söz konusudur. Oysa bu durum, özellikle çocuklar ve kronik hastalığı olan bireyler için hayati riskler doğurabilir.

Dolayısıyla yalnızca mevzuat değil, etkin denetim, analiz ve toplumsal farkındalık çalışmaları da gıda güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır.

Gıda Güvenliği ve Boya Analizlerinde YÜ-AGAM’ın Rolü

Gıda güvenliği, sadece üreticilerin değil, kamu otoritelerinin, akademik kurumların ve tüketicilerin ortak sorumluluğudur. Eritrosin (E127) örneğinde olduğu gibi, bazı katkı maddeleri hakkında uluslararası sağlık otoriteleri tarafından yapılan uyarılar dikkate alınmalı; bu tür maddelerin kontrollü, şeffaf ve mevzuata uygun biçimde kullanımı sağlanmalıdır.

Ancak yalnızca yasal düzenlemeler yeterli değildir. Uygulamadaki denetim eksiklikleri, ambalajsız ve içeriği belirsiz ürünlerin yaygınlığı, tüketicileri görünmeyen sağlık riskleriyle karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle çocuklara yönelik parlak renkli gıda ürünlerinde bu durum daha da kritik hale gelmektedir.

Bu noktada, hem üreticiler hem de tüketiciler için güvenilir analiz hizmetleri büyük önem taşımaktadır.Yeditepe Üniversitesi Analiz ve Gıda Araştırma Merkezi (YÜAGAM), sentetik ve doğal renklendiricilere yönelik laboratuvar analizleriyle sektöre ve kamuya hizmet vermektedir. Merkezimizde, aşağıdaki analizler yüksek teknolojik cihazlarla ve uzman kadromuzca gerçekleştirilmektedir:

  • Suni Boya Aranması (Var-Yok)
  • Suda Çözünen Sentetik Boyaların Tayini
    (Başlıca analiz edilen boyar maddeler:
    E123 (Amarant), E129 (Allura), E124 (Ponceau), E122 (Azorubin),
    E132 (İndigotin), E133 (Brillant Blue), E131 (Patent Blue),
    E104 (Kinolin Yellow), E102 (Tartrazin), E110 (Sunset Yellow),
    E100 (Kurkumin), E120 (Karmin/Kokhineal),
    E127 (Eritrosin), E128 (Kırmızı 2G),
    E142 (Yeşil S), E151 (Parlak Siyah SN))

Yeditepe Üniversitesi Analiz ve Gıda Araştırma Merkezi (YÜAGAM), hem özel sektör hem kamu kurumları için danışmanlık ve denetim destekleri sunmakta; aynı zamanda halk sağlığını tehdit eden risklerin önlenmesine katkı sağlamaktadır.

Tüketici olarak bilinçli tercih yapmak, üretici olarak yasal sorumlulukları yerine getirmek ve bilimsel analizlere güvenmek, sağlıklı bir toplumun temel taşlarındandır. Boya analizi ve diğer hizmetlerimizle ilgili bilgi almak için bizimle iletişime geçmeniz yeterlidir.