
Gıda güvenliği hepimizin ortak sorumluluğu ve sağlığımızı korumanın en önemli yollarından biridir. Günümüzde, GDO, pestisit kalıntıları, toksinler, ağır metaller ve mikrobiyolojik kontaminasyonlar, gıda ürünlerinde karşılaşılan en ciddi riskler arasındadır. Bu zararlı maddeler, tüketicilerin sağlığını doğrudan tehdit etmekte ve gıda güvenliği konusunda büyük endişelere sebep olmaktadır.
Gıda analizleri, bu zararlı maddeleri tespit etmek ve tüketicilerin güvenilir gıdalara erişimini sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Ancak, bu testlerin doğru ve güvenilir sonuçlar verebilmesi, ileri teknolojiye sahip cihazlar, uluslararası standartlara uygun analiz yöntemleri ve uzman teknik personel gerektirir. Bu unsurlar, laboratuvarlar için yüksek maliyetler doğurmakta ve belirli bir fiyat düzeyinin üzerinde olmayı zorunlu kılmaktadır.
Düşük fiyatlarla sunulan analizler, kalite standartlarının korunmasını zorlaştırmakta ve tüketicilerin zararlı maddelerden etkilenme riskini artırmaktadır. Özellikle GDO, toksinler, ağır metaller, pestisit kalıntıları, mikrobiyal kontaminasyonlargıda ürünlerinde en sık karşılaşılan zararlı maddelerdendir ve doğru tespit edilememesi durumunda halk sağlığını olumsuz etkileyebilmektedir.
Bu nedenle, Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda analizlerinde kaliteyi korumak ve güvenilirliği artırmak amacıyla taban fiyat uygulamasını yürürlüğe koymuştur. Bu uygulama tüketicilerin sağlığını korumak ve uluslararası pazarda Türkiye’nin itibarını güçlendirmek için stratejik bir adımdır.
Taban Fiyat Uygulaması ve Kalite Standartları
Tarım ve Orman Bakanlığı, 1 Ağustos 2024'te yayınladığı yönetmelik ile özel gıda kontrol laboratuvarlarının belirlenen fiyatların altında hizmet veremeyeceğini duyurmuş ve bu düzenleme Şubat 2025’te yürürlüğe girmiştir.
Uygulama, yalnızca resmi analizlerde değil, aynı zamanda isteğe bağlı analizlerde de geçerli olup, gıda güvenliğini artırmak ve analizlerde kalite standardını sağlamayı amaçlamaktadır. Özellikle GDO,pestisit, toksin ve ağır metal analizleri, yüksek hassasiyet gerektiren testlerdir ve bir önceki bölümde de bahsettiğimiz gibi düşük fiyatlarla sunulan hizmetler analizin doğruluğunu ve güvenilirliğini olumsuz etkilemektedir.
Taban fiyat uygulaması, laboratuvarlar arasında adil rekabet koşullarını desteklerken, kalite standartlarının sürdürülebilirliğini de teşvik eder. Bu sayede, düşük fiyatlarla yapılan analizlerde oluşabilecek kalite kayıpları önlenir ve gıda güvenliği, dolayısıyla halk sağlığı tehlikeye atılmamış olur.
Laboratuvar Maliyetleri ve Sürdürülebilirlik
Gıda analizlerinde doğru ve güvenilir sonuçlar elde edebilmek için ileri teknolojiye sahip cihazlar, kalite kontrol süreçleri ve uzman teknik personel gerekmektedir. Yüksek hassasiyet gerektiren GDO, pestisit, toksin ve ağır metal analizleri oldukça yüksek maliyetli testlerdir.
Bu analizlerde, üst teknoloji cihazların yatırım ve işletme maliyetleri, kimyasal ve sarf malzemeler, kalite kontrol standartları ve teknik personel giderleri gibi maliyetler söz konusudur. Yüzbinlerce dolar değerindeki cihazlarla yapılan bu testlerin, doğru ve güvenilir sonuçlar vermesi için sürekli bakımlarının yapılması, kalite kontrol süreçlerinin yönetilmesi ve uzman personel istihdam edilmesi gereklidir. Ayrıca bu analizlerin doğru çalışıldığından emin olunması için, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaptığı düzenli denetimler dışında, laboratuvarların yüzlerce sertifikalı referans malzeme satın alması, testi doğru yaptığının kontrolü için her yıl yeterlilik testlerine girmesi gerekmektedir. Bu da laboratuvarlar için ciddi bir mali yük doğurmaktadır.
Taban fiyat uygulaması, laboratuvarların hem yüksek maliyetlerini karşılamasına hem de uzman personel istihdam ederek kalite standartlarını korumasına olanak tanıyacaktır. Böylece, doğru ve güvenilir analizler yapılarak, tüketicilerin zararlı maddelerden korunması sağlanacaktır.
Türkiye’nin Uluslararası İtibarı ve Rekabet Gücü
Güncel Avrupa Birliği Komisyonu Raporu olan 2023 ACN Annual Report verilerine göre Türkiye, 2023 yılında Avrupa Birliği dışındaki ülkeler arasında 408 bildirimle en fazla bildirim yapılan ülke olmuştur.Bu bildirimlerin büyük bir kısmı, pestisit kalıntıları ve mikotoksinler ile ilgilidir.
Özellikle, meyve ve sebzelerde yüksek oranda pestisit kalıntısı tespit edilmesi, Türkiye’nin uluslararası pazarlardaki güvenilirliğini ve rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir. Chlorpyrifos (299 bildirim), Acetamiprid (75 bildirim) ve Ethylene oxide (67 bildirim) en sık tespit edilen pestisitlerdir.
Bu veriler, Türkiye'nin uluslararası pazarlarda güvenilirliğini artırma ve ihracat pazarlarında daha güçlü bir rekabet gücü elde etme gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Taban fiyat uygulaması, yüksek kalite standartlarının korunmasını teşvik ederek Türkiye’nin uluslararası pazarlardaki prestijini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bu sayede, Türk gıda ürünlerinin güvenilirliği artırılarak ihracat pazarlarında rekabet gücü korunacaktır. Yalnızca iç piyasada markaların itibarını değil, uluslararası kapsamda da Türkiye’nin marka değerini güçlendiren stratejik bir adım atılmaktadır. Ayrıca uygulama, Türkiye’nin gıda güvenliği konusundaki hassasiyeti ve kalite anlayışını da vurgulamayı sağlayacaktır..
Taban Fiyat Uygulaması Neden Gereklidir?
Özetlemek gerekirse, taban fiyat uygulaması, gıda analizlerinde kalite standartlarını korumak, tüketici güvenliğini sağlamak ve halk sağlığını güvence altına almak için kritik bir öneme sahiptir. Yürürlüğe giren bu uygulama, hem nitelikli teknik personelin istihdamını hem de yüksek maliyetli cihazların doğru kullanımını destekleyerek, güvenilir ve kalite standartlarına uygun analizler yapılmasını garanti altına alır. Bu sayede, sadece halk sağlığı korunmakla kalmaz, aynı zamanda gıda sektöründeki markaların itibarı da güvence altına alınır.
Küresel ticarette artan kalite beklentileri ve uluslararası düzenlemelere uyum sağlama gerekliliği göz önünde bulundurulduğunda, taban fiyat uygulaması; Türkiye’nin güvenilir ve lider bir gıda üreticisi olarak konumlanmasını destekler. Böylece ülkemiz, değişen küresel gıda güvenliği ihtiyaçlarına da hızlı ve etkin bir şekilde uyum sağlayarak, hem yerel hem de uluslararası pazarlarda sürdürülebilir liderlik konumu elde edebilir.
Yeditepe Üniversitesi AR-GE ve Analiz Merkezi (YÜ-AGAM) olarak, halk sağlığını korumak, güvenilir gıda tüketimini sağlamak amacıyla en yüksek kalite standartlarında hizmetler sunuyoruz. Tüm analizlerimizde uluslararası kalite standartlarına uygun yöntemler kullanarak, doğru ve güvenilir sonuçlar elde etmeyi garanti ediyoruz.
Bu amacımız doğrultusunda, gıda analizi testlerinin doğruluğunu artıracak, halk sağlığını koruyacak, markaların itibarını güçlendirecek ve tüm piyasa standartlarında iyileşme sağlayacak bu uygulamayı bizler de desteklemekteyiz.