pH
Topragın pH değeri, besin elementlerinin kökler vasıtasıyla alımını doğrudan etkiler.
Düşük pH’lı asidik topraklarda bakır, mangan, demir, bor ve çinkonun alınabilirliği artar;
magnezyum, molibden, kalsiyum, fosfor ve potasyumun alınabilirligi azalır. Yüksek
pH’lı alkali topraklarda ise mikro elementler demir, mangan, bor, çinko ve fosforun
alınması zorlasmaktadır.

EC, Tuz
Kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde yetersiz yagıs ve yüksek buharlasma tuzlulugun
en önemli sebeplerindendir. Nadir de olsa okyanus kenarlarındaki delta ovalarında
okyanus etkisi nedeniyle tuzluluk görülebilmektedir. Öte yandan yanlıs sulama uygulamaları
da, özellikle drenaj kosullarının kötü oldugu yerlerde tuzluluga sebep olabilmektedir.
Dünyada tarım arazilerinin sınırlı oldugu ve besin ihtiyacının katlanarak
arttıgı dikkate alınırsa en azından mevcut arazilerin daha verimli kullanılması gerektigi
ortaya çıkar. Tuzlu toprakların ıslahı ve ekonomik bir sekilde degerlendirilmesi son
derece önemli oldugundan dolayı toprakların EC ve tuz içeriklerinin belirlenmesi
gerekmektedir.

Nem, Tekstür Tayini
Üç fazlı bir sistem olan topragın mekanik bilesimi, toprak kitlesinin en büyük kısmını
olusturan mineral unsurları içeren ve topragın degismeyen sabit özelliklerini gösteren
kısımdır. Toprak tekstürü; bir topragın içerisinde bulunan farklı boyutlardaki toprak
taneciklerinin yüzdesel oranı olarak ifade edilir. Topragın mineral parçacıkları boyut,
sekil, yogunluk ve kimyasal bilesimlerine göre yetistirilecek bitki türü ile uygulanacak
gübre miktarı gibi bir çok konuda etken olan bir özelliktir.

Hacim Agırlıgı, Tane Yogunlugu,
Hacim ağırlığı; toprağın yapısına, bünyesine ve sıkışma derecesine bağlı olarak değişir.
Topraklar sıkıştıkça boşluk hacmi azalır ve dolayısıyla hacim ağırlığı artar. Hacim
agırlıgı, topraktaki su miktarının hacim yada derinlik cinsinden ifadesi, dolayısıyla,
sulama zamanının geldigi kabulünden sonra, uygulanacak sulama suyu miktarının
saptanmasında kullanılan önemli bir parametredir.

Agregat Stabilitesi
Toprakların parçalanmaya karsı göstermis oldugu direncin ölçüsü olan agregat stabilitesi
belirlenerek toprakların erozyona ugrama egilimleri ile suya dayanıklılıkları belirlenmektedir.

Kireç,
Kireç miktarının artmasıyla birlikte toprak pH’sı da yükselir. Kireç oranı yüksek olan
topraklarda, pH= 8,5’e kadar Ca++ katyonu başat durumdadır. Toprakta Ca++ katyonu
konsantrasyonu yükseldikçe ortamdaki alınabilir fosfor ve demir iyonları kalsiyum ile
çözünemez formda bilesikler olusturur. Yüksek kireç içerigine sahip topraklarda,
bitkilerde kireç klorozu olarak adlandırılan ve demir noksanlıgından kaynaklanan
sararmalar meydana gelmektedir. Bu nedenle toprakların kireç içerikleri ile yetistirilen
bitkilerin kireç isteklerinin birlikte degerlendirilmesi yapılmaktadır.

Organik Madde, Toplam ve Yarayıslı Azot,
Ölü bitkisel ve hayvansal atıklar tarımsal açıdan organik madde olarak degerlendirilir.
Genel olarak, organik maddenin kaynağını hayvan gübresi (dışkısı), bitki kökleri, dal,
yaprak, sap, saman, anız ve çesitli organik kökenli sehirsel atıklar olusturmaktadır.
Organik maddenin topraklarda biyolojik, ziksel ve kimyasal açıdan birçok önemli
fonksiyonları bulunmaktadır. Organik madde, toprakların yapısı, bünyesi, havalanması,
su tutma kapasitesi, bitki besin element miktarı gibi bir çok faktörü etkilemektedir.

Toplam ve Yarayıslı Fosfor, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum, Sodyum,
Demir, Bakır, Mangan, Çinko, Molibden, Bor,
Toprakların makro element içeriklerinin belirlenmesi, yetistirilecek bitkinin verim ve
verim parametrelerini etkilemesi bakımından büyük önem arz etmektedir. Toprakların
bitkiye besin saglama gücü, yetistirilecek bitkinin seçimi, noksanlık görülüp görülmeyecegi,
toplam besin elementlerinin bitkiye yarayıslılık oranının belirlenmesi gibi
faktörler incelenmektedir.

Toplam ve Yarayıslı Nikel, Kursun, Kadmiyum, Civa, Arsenik, Krom
Bitkilerin çevresel stres faktörlerine karsı toleransları bitki türüne, stres faktörüne,
strese maruz kalma süresine ve strese maruz kalan doku veya organının yapısına baglı
olarak degismektedir Bu nedenle bitkilerin bu stres kosullarına tepkilerinin ve gelistirdikleri
uyum mekanizmalarının bilinmesi gerekmektedir. Bitkilerin agır metal toksisite
tolerans sınırlarının bilinebilmesi için metal tür ve miktarı, yarayıslılıgı, zararın siddeti
ve türü ayrıca zarar olusum süreci göz önüne alınmalıdır. Bu özelliklerin bilinmesi,
bitkilerin gelisimi ve canlılıgı açısından oldukça önemlidir